(Öncelikle, bu yazıda gördüğünüz alıntılar tamamen uydurmadır. Bununla birlikte, bir köşede durup toplumla ilgili olayları köşeden izleyip ahkam kesen Birikim Dergisi tarafından “Türkiye’de Alternatif Sağ” başlığı ile çıkan yazıyı görünce, bize bir küçümseyici gülümseme geldi. Yeri çoktan taş baltanın yanı olması gereken bu dergiyi, bilmeyenler için bir görselle anlatmamız yeterli olacaktır. Şakasına değil, gerçekten AKP’nin “Muhafazakâr demokrat inkılâp” yaptığı zırvasını savunan bir ekibin, ergenlerin memelerini alıp, ciddi ciddi üzerine yazı yazmaları tek kelimeyle utanç verici. Be utanmazlar, sizin bu ülkede parmak sallamaya hakkınız mı var? Şovenlere bir eleştiri yapacaksa, onu da biz yaparız. Sizin işiniz susmak!
Biz de sayın Alan Sokal’ın makalelerini aratmayacak şekilde, sanki bunlar bize yazı yazmış gibi, polemik yazımızı hazırlayacağız. Hadi başlayalım.)
Ey halkımız! Gün geçmiyor ki bir Zikirim zırvasıyla daha karşı karşıya kalmayalım. Geçtiğimiz aylarda “Alternatif Sağ” diyerekten bildiğin tuvalette hacetini giderirken, telefonla yapılmış ırkçı memelerini temel alarak “akademik” yazı yazmışlar satırlarca. Düşünsenize, şu anda 25 yaşında sanayide işe başlamış ve günde 16 saat çalışan Buğracan’ın eski telefonunda kalmış memeler, bir avuç liboş tarafından akademiye konu ediliyor. Sırada ne var, İnci Sözlük incelemesi falan mı? Onun sonu belli, Serkan parayı buldu ve uzadı. 30 yaşındaki inciciler hala iş hayatında yer tutmaya çalışıyor. Bunu yaz kardeşim, uydurmuşsun “Alternatif Sağ” diye bişey, yine Batı Akademisinden almışsın getirmişsin…
Neyse geçelim.
Hadi yetmedi, sırf memeler komik mi diye dergiyi alan ergenlerin dergiye para kazandırması yüzünden, bir de meselenin solla ilgili olanını yazmış Zikirim dergisinin gocca gocca akademisyenleri. Yetmemiş bir de anlı şanlı Proletermemes’i de bu işe alet etmişler! Tek tek geleceğiz yazıp çizdiklerine de siz değerli takipçilerimiz Zikirim Dergisine para harcamasın diye başlıkları paylaşalım sizinle.
Başlık: “Sol meme yapar mı”
- Delta kuşağı ve sol
- Defansif sekterizm
- Solun termodinamik kanunları
- Öcalan’ın UKKTH’yi kuirleştirmesi
- İşçilerin memesi ve pek de ikame edilebilir sol
Yine bir sürü yazmış yazmış, akademinin bir köşesinde yer kapatıp, askerden kaçmak için memur olan dümbük, gelmiş parmak sallıyor yine kavanoz dipli gözlükleriyle... Şimdi ilk yazılar yine “AKP otoriterleşiyor mu”, “yeşil devrim is when”, “post most Kemalizm” tadında çorap kokulu bir yığın Zikirim zırvasıyla geçtikten sonra son makalede konu bize gelmiş adından anlaşılacağı gibi.
Bu şoven çoluk çocuğun memeleri gibi bizim memeleri de almışlar düşük piksel kalitesiyle, o kadar fon alıyorsunuz insan bir kalite yükseltir öyle koyar. Biz de nasipleniriz hani. Neyse, sonra tek tek alt başlıklar halinde sayfada gördükleri hoşuna gitmeyen şeyleri yazmışlar tek tek.
Zikirim dergisi şöyle başlıyor yazıya: “Proletermemes adlı meme üreticisi, Zencigot’u bir tahrik nesnesi olarak kullanmakta ve bunun üzerinden ass-shaming yapmaktadır. Meme üreticisi, aslında assfobikliğini dışa vurmaktadır.”
Öncelikle, Zikirim Dergisine göre çok daha güvenilir bir bilgi kaynağı olan ekşisözlük’ten zencigot nedir buna baktığımızda, 6 milyon yıl önce ilk insanın ortaya çıkmasıyla… pardon bu başka yazının konusuydu, konuya dönüyorum. Zencigot: “köklü bir tarihi olan inanç ve zevk tarzıdır. (Bu yetki) allah tarafından verilmekte olunup, bunlar arasında ateşi ve kadınları kontrol edebilme yetkileri bulunmaktadır.”
Şimdi değerli dostlar, tanıma göre denklem basit, böyle yapılmış olmak için yapılmış olan her memenin altına birer zencigot at ve durumu kontrol et. Bundan da keyif al. Zencigot’u müslümanın tebliğcileri gibi her yere yay, her yere başkanlar ata. Bunları yapmadık mı kardeşim? Zikirim dergisi, her şeyi cinsel organ ve Freudyen tahlil ile açıklamaya çalışan üçüncü sınıf film eleştirisi dergileri gibi zır zır yapmakta.
Devam ediyor: “Bu meme üreticisi bir taraftan Stalinizasyon yapıyor, bir taraftan da Sultangaliyevciyim diyor. Diğer yandan Pol Pot ve ÇKP sempatizanlığı yaparken, diğer taraftan Nurullah Efe Ankut’u fetişleştirmekte. Bu bileşimin ardında yatan motivasyonu anlamlandırmak zorlaşıyor.”
Buradan anlıyoruz ki Batı akademisinde henüz bu praksisimize dair bir bilgi bulunmamakta. Olsa Zikirimci kardeşlerimiz hemen onu okur, çevirir ve sonra üstüne en az 20 sayfalık makale döşeyiverirlerdi. Yahu siz Tefeci-Bezirganlara devrim yaptırınca iyi de, birbirleri ile çelişmeleri ortada olan, yalnız her biri önemli deneyimler sunan devrimcileri mizah ile karışık biçimde andırınca mı suç oluyor? Diyalektik Materyalizmi kullanmayı, tarihi kendinden başlatıp, şüpheci bir şekilde her seferinde kafanı uçurmak diye anlayan Zikirimcilere verecek hesabımız var mıdır? Yoktur. Geçelim.
Son olarak şu zırvaya değinelim, uzatmayalım: “Hesapta sürekli olarak 27 Mayıs, 9 Mart, 28 Şubat darbelerinin övgüleri yapılmakta. Bu özelliği ile Kemalist diktatörlüğe övgü olduğu açıkça görülmekte. Böylece adıyla çelişen bir durum gözlenmekte.”
Bütün büyüyü bozdunuz ya! Biz işçi memesi yapıyorduk ne güzel, Ordu Gençliği’nin Türkiye’deki Finans-Kapital’e karşı tepkilerini savunduğumuzu nasıl ifşa edebilirsin. Bütün sır bozuldu, tüh! Anti-komünizm dernekleri kuran adamların ardında dolanmaktan deri rengi bile yeşile çalan Zikirim tayfası da bir zahmet işçi sınıfı ideolojisinin nasıl olacağı, hangi tabakalarla müttefiklik edeceği üzerine söz etmesin be!
Zikirimciymiş… kafayı yemiş bu adamlar. Kafalarında dolaşan küçücük bilgilerle ülkenin işlerine burunlarını sokuyorlar. Sizi akıl danışırsak ülke batar be. [1]
[1] “Vesayetçilerin” hası Önder Sav’ın ülkücülük üzerine sözüne gönderme olduğunu siyaset gurmelerimiz hemen anlamıştır.